Kraliçe, o güne kadar neredeyse gözünü açtığı günden bu yana yanında olan büyük kralı son yolculuğuna uğurluyordu.
Onunla tanıştığında henüz ilk gençliğindeydi, büyümemişti, kendini fark edecek kadar olgunlaşmamıştı. Tüm varlığıyla, bütünlüğüyle kendini onunla paylaşmıştı. Üzerindeki kaftandan, ayağındaki parlak pabuçlara kadar her şeyi onundu. Bugün ise o yoktu, tek başınaydı.
Tek başına bu hayatta nasıl adım atılırdı? Kendine ait neyi vardı da büyütüp olgunlaştıracaktı. Bu derin bir yalnızlıktı. Derin bir korkuydu. Bugün kendini ortaya koymanın, kendine güvenmenin ilk günüydü.
Ağır işlemeli kapı yavaşça açıldı. Hizmetliler etrafına toplandı. Artık üzülmenin, kendine acımanın, bu krizle boğuşup acı çekmenin, hayata isyan etmenin faydası yoktu.
Bugün bu kapıdan tek başına, ama kendiyle bir olarak çıkacaktı.

Ay düğümleri Boğa – Akrep aksına geçiş yaptı, 17 Temmuz 2023 yılına kadar tutulmaların da temsilcisi olacak. Bu geçişte Kuzey Ay Düğümü Boğa burcunda, Güney Ay Düğümü de Akrep burcunda deneyimlenecek. Artık kendi kaynaklarımızı ve kişisel değerlerimizi fark etmeye başlayacağız. Kaygan bir zeminden çıktık, şimdi ise sabit, kalıcı değerler inşa etme sürecini deneyimleyeceğiz. Bu süreçte krize, kaosa kapılarak, krizden beslenerek, çürümüş olanı hala yaşatmaya çalışarak değil adım adım, kendimize güvenerek, kendi kaynaklarımızdan beslenerek ilerleyeceğiz. Sabırsızlık, acelecilik, krize çekilmek, kaosta ısrar etmek bu süreçte pek de işimize yaramaz, daha çok sabrı ve bize gerçekten anlamlı gelen şeyi bulup onunla uyumlanmayı deneyimlemeyi öğreneceğiz.
Tıpkı öykümüzde olduğu gibi, bu süreçte kendimizle kalıp, kendi kaynaklarımızı, yeteneklerimizi, kendi değerimizi fark edip ilerlemeyi öğreneceğiz. Bir başkası üzerinden tanımlanmak, onay almaya uğraşmak, diğerlerinin bize verdiği değerle kendi değerimizi biçmek pek çözüm getirmeyecek, çünkü bu düğüm aksı daha çok “kendi değerimizi fark ettirecek bize.”
Boğa – Akrep aksında maddi kaynaklar, para, birikim biraz daha önceliğimiz olabilir, beraberinde yaratmamız gereken de daha sade, daha basit, yani aslında temelde “huzurlu ve konforlu” olanı inşa etmek üzerine. Bir şeyleri en zor yoldan yapmaya çalışmak, hayatı en zor yoldan inşa etmeye yönelmek bu süreçte biraz bırakmayı deneyimleyeceğimiz temalar, zira Boğa – Akrep aksının en önemli öğretisi de “bırakmak ve tutunmak.” Burada bırakacağımız şey artık çoktan çürümüş, dönüşmesi, tabir-i caizse “ölmesi” gerekeni kabullenmek, var etmek için, yeşertmek için doğadan ilham almayı öğrenmek aslında.

Hayatımızdaki kriz, kaos, bize acı veren detaylar çok odağımıza geldiğinde biz çok önemli bir şeyi unuturuz, “şükretmeyi.” Oysa şimdi biraz odağımızı krizlerden uzaklaştırıp potansiyele çevirmek, belki sahip olduğumuz en ufak bir şeye, maddi veya manevi bize doyum veren, bizi tatmin eden, varlığıyla bize huzur ve konfor veren her şeye şükretmek bu süreçte bizi yenilerini inşa etmeye de götürecek. Nelere sahip olabilirim’den önce; “ben nelere sahibim?” demek bazı yetenek ve değerlerimizi görmemizi de sağlar. Ve bize önemsiz gelen bir yeteneğimiz, bize maddi kaynak olarak geri de dönebilir. Bu süreci krize odaklanarak değil, bize konfor sağlayan niteliklerimize veya kaynaklarımıza odaklanarak geçirmek yolumuzu kolaylaştırabilir.